Merak!

Gömlek cebinde taşıdığı pahalı kalemleri insanın gözüne sokmaya çalışan takım elbiseli adamları anlamadığım gibi durduk yere yalan söyleyenleri de anlamıyorum. Hele ikisi aynı adam olunca hiç anlamıyorum! Şirketten aradılar dostum, patron yeni yılda bir isteğimin olup olmadığını sordu! Sessizlik… Masada oturanlardan anlatılana inanan kimse yok! Çayları masaya bırakırken, hikâyeye kulak misafiri olan garson dayanamıyor; “ sen ne dediğin ağbi?” “Canının sağlığı” dedim… Gülüyoruz… Sonra, aralık ayının son cumartesi günü, yıllardır çalıştığı sektörü değiştirmeye niyet etmiş birini, kalbi kırılmasın diye içim sıkılarak dinliyorum… Durumumu anlasın diye çengel bulmacayı doldurmaya başlıyorum ama nafile… Telefonum çalıyor, sanki çok önemliymiş gibi müsaade isteyip masadan kalkıyorum… Yavaş adımlarla ortamdan biraz uzaklaşıp geri dönüyorum; “ Kusura bakma bir müşteri arıyor, gitmem lazım!” “ İstersen ben de geleyim?” “ Uzun sürer sonra görüşürüz…” “ Anlattıkları...