Kayıtlar

Aralık, 2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Şehit, boksör, çiçek pasajının başına gelenler ve inci pastanesi.

Resim
Metronun çıkışında Volkan Konak benzeri bir adam, saçı sakalı birbirine karışmış tulum çalıyor, duvarlardaki siyah beyaz fotoğraflara bakıyorum bir taraftan... Kalabalığa karışıp Çiçek Pasajına yöneliyorum... Hava kararmak üzere... &&& Aklım Ünal’da... Yolculuğum karşıyaydı bu defa, Esenler otogarda otobüs on dakika mola verince, fırsatı kaçırmıyorum, inip sigara yakıyorum... Gelene geçene bakıyor bir taraftan da yeşil önlüklü garsona çay sipariş ediyorum... Ünal’ı görüyorum sonra... Solgun, bitkin, neşesiz... Nerede halı sahada canımıza ot tıkayan adam? Nerede şu an karşımda duran? Yanıma geliyor... “ Ali ne haber?” “ İyidir ağabey, görüşmem var karşıya geçeceğim... Sen nasılsın?” “ Cenazemiz var!” Şaşırıyorum biraz, sorup sormamakta tereddüt ediyorum, merak ikilemi yeniyor; “ Başınız sağ olsun kim?” “ Teyzemin oğlu, Tokat’ta şehit oldu...” &&& Yan koltukta oturan genç irisi arkadaş İstanbul’a gelene kadar tek laf etme

Çocuklar, ambulans ve güzel şeyler...

Resim
Adana’da vatandaş satırı almış fırlamış sokağa, bıraksalar göstericilere müdahale edecek... İstenende bu zaten, vatandaşın olaylara karışması... Polis çok sabırlı davranıyor... Molotof atan, taş atan, havai fişek yakan göstericilerin üzerine su sıkıyor, su para etmeyince gaz bombası... “Gösterici” dediysem hepimiz görüyoruz televizyonlarda çoğu ne yaptığını bilmeyen, okula gidip, ders çalışması gereken çocuklar, geleceğimiz yani! &&& Devir eski devir değil... 17 yaşındaki uyuşturucu bağımlısı genç, 19 yaşındaki eski sevgilisini 28 yerinden bıçaklayıp, öldürmüş... Kızın babası Dubai’de ekmek parası derdinde... Özleme katlanacak gurbet ellerde çoluk çocuğunun nafakasını çıkartacak... Yüreğim parçalandı izlerken... Çocuk yapmak önemli değil, sahip çıkmak lazım! Ne yer, ne içer, kimlerle arkadaşlık eder, evden okula diye çıkar gerçekten okula mı gider? Anlayışlı olmak başka şey, takip etmemek başka şey... Hoş; sekiz, on tane çocuğunuz varsa hangi

Halap’te kırk arşın atlayan kızcağız...

Resim
Eskiden mumu yatsıya kadar yananların, yalanı ortaya çıktığı zaman yüzü kızarırdı. Şimdi gülüyorlar... Halap’te kırk arşın atlayan kızcağız... Okan’ın programında sıçrayamadı... İnsan nasıl dört dil bildiğini söyleyip, bildiği dillerden birazcık konuşması istendiğinde “ Arkadaşlar ben daha yirmi yaşımdayım, bırakın yani... O kadar profesyonel değilim... Bunu beklemeyin benden...” cevabı verebilir... Kızcağız bırakın dört dili, Türkçe düzgün cümle kurabilse, yüreğim gam yemeyecek! Omurilik pırasasından atanına çok rastladım ama bu kadarına, pes! Tuğçe Sarıkaya yurtdışında, Türkiye Güzeli sıfatıyla ülkemizi temsil edecek öyle mi? Hayırlısı olsun, Allah utandırmasın! &&& Dün Hürriyet gazetesinde İbrahim Tatlıses ve Hülya Avşar’ın yeniden film çekeceği haberi yer almıştı... Hülya Avşar Twitter’de şöyle yazdı; “Bugün hürriyetteki iboyla film haberi doğru değil sevgili tweetler” Ne yani buda mı gol değil? Belki merak edeni

Neşeli Hayat

Resim
Rıza Şenyurt sıradan, sokakta her an karşılaşabileceğiniz bir karakter... Hayatı pek çoğumuza benziyor... Elindekini avucundakini satmış, eşinin altınlarını bozdurup lokanta açmış, arkasından kriz... Bir gece fazla kaçırmış içkiyi, ertesi gün öğleden sonra gitmiş lokantasına... Bir de ne görsün elemanlar o gün işi bırakmamış mı? Bir kaç kap yemek yapıp müşteri beklemeye başlamış, gelen giden yok tabi... O sinirle eline geçirdiği sandalyeyle kırmış yazar kasayı? Kapı, çerçeve değil de neden yazar kasa? Sonrası Neşeli hayat’tan Noel babalığa uzanan bir hikâye... Neşeli hayat’ın ne olduğunu yazmayayım filmi henüz izlemeyip, izlemeyi düşünenler kendileri görsünler... Film gösterime girdikten sonra eleştirmenler tam not vermişti filme... Ne yalan söyleyeyim ben sıkıldım. Gıcıklık olsun diye yazmıyorum gerçekten sıkıldım... Şey gibi... Hani mahalle arkadaşlarınızla yıllar sonra bir araya gelirsiniz, herkes yaşadıklarının en güzel bölümlerini anlatır, birine sıra ge