Arı

“Bir arıyı kokladığınız oldu mu hiç?” diye sormuş Yaşar Kemal. Arının koktuğunu kimse bize söylemedi ki! Aklımıza da gelmedi, başka şeylere kafa patlatıyorduk biz. Geçinmeye çalışıyorduk mesela, savaş çıkar mı diye endişeleniyorduk, elimizde avucumuzda olmayan, adını sürekli duyduğumuz dolar kemiriyordu beynimizin kıvrımlarını. Dolar çok yükselirse biz aç mı kalırdık? Dolar düşerse zengin mi olurduk? Sonra küresel ısınma vardı, kredi kartı borçlarımızı ödeyemiyorduk fakat buzullar eriyordu işte. Batmaz denilen koca gemiyi de bu dibi görünmeyen buz dağları batırmamış mıydı? Hani müzisyenler son dakikaya kadar keman çalıyordu. Filmini yapmışlardı da sarışın çocuk denizin maviliğinde kaybolurken hepimiz ağlamıştık, gençtik o zamanlar. Amerika’nın dostumuz mu, düşmanımız mı olduğu konusunda da kafamız karışıktı, ne yani başımıza bir hal gelirse yardımımıza Rambo yetişmeyecek miydi? Ya Rocky? Apollo öldüğünde de hepimizin gözleri sulanmıştı, yazlık sinemadaydık, genç...