Mevsimlerden Sonbahar Aylardan Eylül

Mevsimlerden; sonbahar... Aylardan; eylüldü... Deniz uykuda, aslan sütü limandı! Masada bir parça beyaz peynir, samanda pişmiş domates, bir dilim de kavun vardı... Gökyüzü yangın yeri, güneş vedalaşıp, el sallamak üzereydi... Siyah beyaz bir fotoğraf çemberinin içindeydim. Bir umursamazlık, bir boş vermişlik, sessizlik, geceyle beraber çöken rehavet... Yüzü; susuz toprak, bıyıkları; güz yaprağı, ellerinde zaman lekeleri olan, bulut saçlı, yaşlı bir adam oturuyordu yan masada... Benim göremediğim birine gözlerini kısarak bakıyordu... Azarlamıyordu, öğüt dinler gibiydi daha çok... Geç mi bulmuştu, çabuk mu kaybetmişti, bilinmez! O şarkıyı istedi, dili nasırlı udiden... Pancar motorun gürültüsü yırttı geceyi, en son düşmanının da ölümüne şahit olmuş ve muhakkak gözlerinin içine bakmış savaşçı edası ile ayakta, dik duran, yağmurluğa sarınmış balıkçıyı seçtik önce, ekmek teknesinin mavi rengini gördük sonra... Livardan coşkuyla çıkarttığı lüferlere, yorgun yüzüne, mas...