Köyün nesi olmak iyi?




Veresiye yazılmış bahardan kalma bir gün, şubat ayındayız oysa!
“Şaka gibi” diyeceğim, değil, gerçek.
Son günlerde mantar gibi türeyen ‘kahve’ ortamlarından birinde tembellik ediyorum.
Beyaz koltuklar, rengârenk minderler, masaların arasına sıkıştırılmış ısıtıcılar...
Fonda; Adele...
Yan masada iki adam sohbet ediyor, tombul olan kısa boylu olanın dükkân sahibiymiş...
Keyifleri pek bir yerinde... Ne güzel!
Tulum peynirli gözleme ve çay, beş liraymış...
Nerenin peyniri acaba?
Ortam ve tulum peynirli gözleme olmamış sanki!

Saçları jöleli, beyaz gömleğinin düğmeleri neredeyse göbeğine kadar açık, kravatı bir tarafta, aklı kim bilir nerelerde lise öğrencisi olduğunu tahmin ettiğim, eli tespihli, ‘köy ağası’ kılıklı bir genç oturuyor karşıma...
Çok geçmeden kız arkadaşı geliyor...
Kız babası ile arasının açık olduğunu neredeyse bir aydır konuşmadıklarını ve hiç de umurunda olmadığını anlatıyor, ağlamaklı olmasa inanacağım!
Delikanlı, “ S..tir et diyor” en babacan haliyle “ düzelirmiş, olurmuş” böyle şeyler...
Vay vay vay…
Kız, sade kahve söylüyor ve çantasından çıkardığı sigarayı yakıyor...
Delikanlı bozuluyor; “ bırak şunu!”
“ Sana ne!” diyor kız, delikanlı bir şeyler söylemeye niyetleniyor, omuz silkip vaz geçiyor...
“ Ne halin varsa gör” demenin vücut dili ile ifade edilmesi omuz silkmek sanırım!

Bir dönem birlikte çalıştığım şirket yöneticisinin sözleri geliyor aklıma; “ kalıcı olmak istiyorsan, burnunu her işe sokmayacaksın, ‘bana ne’ deyip geçeceksin”
“ Omuz da silkecek miyim” diye mırıldanıyorum, sıska garson kahvemi masanın üzerine bırakırken...

Ah nelere gülüp geçip, neleri ciddiye alacağımızı, burnumuzu hangi işlere sokup, hangilerinden uzak tutabileceğimizi bilebilseydik...(!)
Bildiğiniz var mı öyle bir reçete?
İş hayatında var öyle klişeler…
Söz verildiğinde konuş, sorulduğunda cevap ver, mümkünse sesin pek çıkmasın, kalabalığın arasına karış, sırıtma, köyün delisi olma!
İnsan kendi kendine soruyor, köyün nesi olmak iyi?
Ağası mı, delisi mi?








Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Uludağ Doğal Madensuyu'nun 100 Yıllık Hikayesi

Eşeklerin gözleri güzeldir!

Birini tanıdım...