Boşluk
Boşluk…
Boşluk!
Sadece senin
bildiğin ve büyümesine engel olamadığın ‘boşluk’ yüzünden gidersin hiç
tanımadığın bir kadının peşinden…
O boşluk
yüzünden beklerisin pencerede, tanımadığın bir adamın gelişini…
Ve o boşluk
yüzünden evlenirsin tanımadığın bir adamla…
O boşluk
yüzünden ayrılırsın!
Boşluk dolsun
diye hobilerin olur…
Avutursun
kendini, resim yaparsın, fotoğraf çekersin, yazarsın mesela…
Şiir olursun,
şair olursun…
Kumsaldaki
ayak izi, köpek olursun!
İçindeki
boşluk dolsun diye uzak memleketlere uzun tatillere çıkar, dilini
konuşamadığın, rengi seninkinden farklı kadınlarla, barda tanıştığın adamlarla yatarsın…
İçersin…
Salaş, kuytu
bir meyhanede kadeh, sahildeki bank, sonbaharda sararmış yaprak, yalancı bahara
aldanıp çiçek açmış badem ağacı, boşluğun ta kendisi olursun…
Yorumlar
Yorum Gönder