Bir rüya gördüm
Uzun,
sıkıntılı, yapış yapış, karanlık bir gecenin sabahıydı!
Hayır hayır
başımı yastığa koyduğum anda uyuduğum huzurlu, sakin bir gecenin sabahıydı!
Sabahtı.
Güneş henüz
doğmamıştı!
Uzaklarda bir
yerlerde öten horozların sesini duymamış, günün ilk çayını yudumlamamıştım.
Akşam benden
kalmıştı!
Gördüğüm
rüyanın etkisindeydim.
Angela
Merkelleydim!
Aklımın
köşesinden bir defa dahi geçirmediğim Almanya Başbakanıylaydım!
Sözde
arkadaşmışız!
Kocaman bir
odada uzun bir masada derin derin konuştuk.
Nasıl anlaştık
kim bilir?
Almanca
bilmem, O belki Türkçe biliyordur!
Ne konuştunuz
derseniz, inanın hiçbir şey hatırlamıyorum.
Aynı rüyayı
iki defa gördüm, ikincide ilk rüyam çıktı zannettim!
Bir gece de
Aydın Boysan İstanbul’u gezdirdi sağ olsun,
güya arkadaşmışız!
Çiçek
pasajında Seviç’te rakı, üç merdivenle çıkılan, sundurmalı tenha bir mahalle
kahvesinde çay içtik, güya orası Samatyaymış!
Bir hafta sonu
Trakya’ya gel dedim…
‘Olur’
manasında başını salladı.
Bir hafta
boyunca Hülya Avşar’a konuk oldum!
Kesintisiz yedi
gece.
Aklınıza kötü
bir şey gelmesin, o sırlarını anlattı ben dinledim…
Gündüz
niyetine.
Bir kızı daha
olduğu aklımda kalmış, rüya işte…
İki gece Recep
Tayip Erdoğan’la sabahladım.
Yine İstanbul,
iki tarafı ağaçlı dar sokaklar, beyaz gömlek, lacivert takım elbise, yürüdük…
Geceydi, siyah bir araba peşimiz sıra geldi…
Niyeyse çok
güldük!
Sakallı, şahin
bakışlı bir adam; Tolstoy’muş!
“ Yirmi tane
çocuğum var” dedi…
Oturduk, o
yazdı, ben küçük kızı ile sohbet ettim, adı neydi?
Sahi şarap
içtik!
Meral Okay
var, Sezen Aksu var… Tanıdıklarım bunlar.
Kalabalık,
Ege’de bir köydeymişiz! Ay, deniz, yakamoz…
Şarkı; Yine mi
çiçek?
Ertuğrul
Özkök’le Paris’teymişiz…
Ben Huckleberry Finn’mişim!
Neyse…
Olmadık
sabahlarda, hiç olmadık, akla gelmedik rüyalarla uyanıyor insan.
Neden, nerden,
niçin?
Yorumlansın,
anlasın istiyor…
Seyran’ı
arıyorum, “ Bir rüya gördüm” diyorum…
Rüya değil,
Astral seyahatmiş benimkiler…
Yorumlanamazmış!
Ya sizinkiler?
www.birruyagordum.com
Yorumlar
Yorum Gönder