Sis
Şarap şişesinin ortası delik mantarını boş yoğurt kabına atarken tam olarak aklımdan geçen buydu!
Dejavu gibi bir şey.
Daha önce şarap mantarı toplamış mıydım?
Topladığım mantarlar lazım olmuş muydu, bilmiyorum ama o his çok tanıdık geldi…
Geçmişten kısa bir video geçti gözlerimin önünden…
Sıcak bir yaz günü, erik rengi dere, kurbağa sesleri, temiz suyu yararak ilerleyen şarap mantarı, olta, yüzeye yaklaştıkça beyazlığı göz kamaştıran, iğnedeki yeme meftun olmuş balık!
Etraf kalabalık olmalı ki çığlıklar…
Gurur!
&&&
Gürül gürül yanan sobaya yakın oturuyorum…
Utangaç, öğrenci olması muhtemel bir genç kız, titreyen elleriyle servis açıyor…
Dışarıda sis var ve neredeyse göz gözü görmüyor…
Vakit geçirmek için “bugünün gazetesi var mı” diye soruyorum, utangaç genç kız gülümsüyor çok geçmeden katlanmış gazete masadaki yerini alıyor…
Çay…
Kahvaltı tabağı, kızarmış ekmekler...
Telefonu çalınca, yan masada oturan kadın adamın elini bırakıyor, açmadan önce boğazını temizliyor ve nasıl oluyorsa yüz ifadesi değişiyor…
“ Efendim canım!”
“ Görüşmedeyim şu an!”
Adam, arkadaşına yaptığı şakanın sonuçlarını gören çocuk edası ile gülmemek veya güldüğü belli olmasın, sesi duyulmasın diye eliyle ağzını kapatıyor…
“ Ben seni ararım…”
Telefon kapanıyor…
Çayları ellerinde sigara içmek için bahçeye çıkarlarken kahkahalar kahvaltı salonunu çınlatıyor…
Ne bu?
Aldatmanın, verdiği keyif mi?
Bir tutam yakalanma korkusu?
Zor bir zamandan sonra yaşanan gevşeme?
Neyse ne diyorum, beyaz peynir parçasını ağzıma atarken…
Gazeteye girişiyorum!
Eski, bildik geliyor haberler!
Dün gece yemek masasında televizyon ekranına yansıyan gelişmelerin kâğıda dökülüp, fotoğraflanmış hali!
&&&
İronik bir şey oluyor; yerel radyo istasyonunda Emre Aydın’ın şarkısı çalmaya başlıyor, tam da kahkahalarla dışarıya çıkan çift kahvaltı masasına geri dönmüşken;
“ Belki bir gün özlersin, başka adamlarla, başka şehirlerde yürürken…”
Ya kadının gözleri dalıyor…
Ya da bana öyle geliyor…
&&&
Belki lazım olur diye biriktirmekten vazgeçmek lazım!
Yorumlar
Yorum Gönder