İnanın yeter!
Bitmeyeceğini
sandığınız zindan gecenin ardından da sabah olur...
Beklentilerinizi
takar takıştırır, umutlarınızı giyip çıkarsınız evden.
Emeğinizi
ekmeğe çevirebileceğiniz değirmeniniz varsa ne ala...
Yoksa
ayaklarınız nereye götürürse...
Boşlukta,
gidecek yer yokken... Ayakları mı götürür insanları?
Önden
yürüyen aksak çaresizlik mi takip edilir?
Etrafta
kimse kalmamışsa, yalan olmuşsa dağlar, çürüdüyse asırlık çınarlar, gönlünü şemsiye yapmayacak, kuytulara
sığınmayacaksın da ne yapacaksın?
Yaran varsa ve kanıyorsa, ne kadar az insana tesadüf edersen o kadar iyidir!
Yaran varsa ve kanıyorsa, ne kadar az insana tesadüf edersen o kadar iyidir!
“İnsan”
dediğin meraklı olur...
Hele
bir de kolunun kanadının kırık olduğunu duyduysa bir yerlerden...
Neyin
eksikliğini hissediyorsan, hayatında ne
kötü gidiyorsa onu sorar.
Bekârsan,
ne zaman evleneceğini...
Ayrıldıysan,
eski eşini, sevgilini...
İşin
yoksa görüşmelerini.
Kiradaysan
evini...
Almaya
niyetlenip de bir türlü alamadığın arabayı...
Olmayan
çocuğunu...
Olan
derdini...
Bitiremediğin
okulu...
Terk
eden babanı...
Gözü
yaşlı anneni...
Başladığın
diyeti...
Vermeye
çalıştığın kilolarını...
Almaya
çalıştığın nefesi...
Neşeli
olduğun geçmiş bir zamanda coşku ile anlattığın, gerçekleşmeyen hayallerini...
Çıkamadığın
yaz tatillerini...
Açamadığın
balık lokantasını...
Hatalarını,
kaybedişlerini...
Belli
etmez ama insan, insanı dizlerinin üzerinde görmeyi sever!
Yeterli
kalabalık toplandığında atlar suya.
Sen
komadayken...
Aynada
gördüğü ağız burunu sevsin diye...
Ambulans,
acil servis, ecza dolabı, hiç biri olamıyorsa en ucuzundan yara bandı olur...
Dost?
Bitmeyeceğini
sandığınız zindan gecenin ardından da sabah olur...
Güneşin
doğacağına inanın yeter!
Paylaşımlarınızı yakından takip ediyorum . Ambulans hizmetlerini öğrenmek isterseniz sitemizi ziyaret edebilirsiniz .
YanıtlaSil