Duruma göre çevreciyiz

Bu gece soldan soldan esiyorlar yine...

Dahi fizikçi dünyaya bin yıl ömür biçmiş...

Sahi sürer mi o kadar, dünya bin yıl daha döner mi? “İnsanlığın türünü devam ettirmesi için başka gezegenlere gitmesi şart” demiş adam...

Bu gezegeni el birliği ile temize havale ettik yani!

Başka gezegene gidemeyelim... Ciddi söylüyorum, bilmem kaç bin yıl sonra dünyanın başına gelenler, başka gezegenlerin de başına gelmesin...

Virüs gibiyiz yahu...

İçine girdiğimiz sistemi çökertiyoruz!

&&&

Kedi gibiyiz hee...

Hem elimizden geleni yapıyor, hem bağırıyoruz...

“ Denizlerde balık kalmadı!”

Ulan nasıl kalsın?

Kanalizasyon borularından deryaya gül suyu mu akıyor? Yıllardır...

Sifonu çekerken iyi!

Çamaşırlar; bilmem kaç devirli makinelerde sakız gibi oluyor lakin deterjanlı sular, atta mı gidiyor?

Trakya’da Ergene’nin semtine uğranmıyor, kara zift gibi bir şey akıyor su yerine...

Nereye dökülüyor, Ergene?

Büyük Okyanusa’ mı?

Orada nasılsa bir hortum hâsıl oluyor, ne kadar sanayi atığı, teknolojik çer çöp, insan artığı ne varsa işte uzaya bilinmeyen bir yere mi gidiyor?

Şaka bir yana uzayın bile canına okuduk yahu!

Birkaç gün sonra; “köy kahvesinde oturan emekli işçinin kafasına uydunun egzozu düştü” diye haber yapsam, kaçınız şaşırır?

Kaçınız “adam da kısmete bak” der...

&&&

Ergene Nehri’nin durumu ile ilgili sağda solda uğradığım kahvelerde sohbet ediyoruz...

Kirlilikten, kokudan şikâyetçi olmayan bir insan evladı yok...

Ne olacak bu Ergene’nin hali diye sallayan sallayana!

“Bu işte senin de katkın var” dediğim zaman bozuluyor ağbi, “tarlanı ilaçla mıyor musun” diye soruyorum...

“ Hee...” diyor...

“ Kullandığın ilaçlar nehre karışmıyor mu” diye sıkıştırıyorum...

“ Olmaz bir şey!” diyor...

“Delikanlının birine, senin çalıştığın fabrika atıklarını Ergene’ye bırakıyor” dedim... Çocuk fabrikada çalışıyor ama nerede çalıştığını bilmiyorum... Salladım!

“ Ne yapalım ekmek parası!” dedi...

Asgari ücret karşılığı, tamamız yani!

&&&

 Dünyaya biçilen ömür, bin yerine on yıl olsaydı, vatandaşın sohbetleri nasıl olurdu sizce?

— O kadar mal, mülk var burada, gezegende de aynısını verecekler mi bize?

— Te o uzay gemilerine sırayla mı binilecekmiş? Torpil çalışmasa bari! Kura çekelim kendi aramızda?

— Geminin havalandırması var mıymış?

— Şansımız varsa, bayan yanına düşeriz...

— Hiçbir yere gitmem ben... Politikacılar korkutuyor adamı, sahip çıkacaklar bizim tarlalara... Bu kadar sene bir şeycikler olmamış şimdi mi olacak?

— Ekmek, peynir, reçel alın yanınıza, dükkân mükkan yoktur orada şimdi!