Olmuş gibi yaparız...


Öyle saçma sapan bir laf var; gidene “kal” denmez!
Gidene “kal” diyemeyiz ki biz zaten,  sıktıramayız... Arkasından bakarız...
“ Güle güle” bile diyemeyiz...
Susarız... Önümüze bakarız... Susar, önümüze bakar... Tekrar susar bir gün önümüze bakarken...
Bakarız işte!
Sığır gibi gidenin arkasından bakarız... Ağzımızı açıp tek kelime söyleyemeyiz...
İçinde “gurur” geçen bir sürü cümle kurabiliriz...
Gururun tanımını yapamayız belki ama yeri geldiğinde; kendimizce, anlamını çıkarabildiğimiz kadarıyla gururun daniskasını yaparız...
Gurun kendisi olamasak bile gölgesi oluruz!
Onu da olamayız ya, olmuş gibi yaparız...
Zaten hep öyle yapmıyor muyuz?
Sevmiş gibi, sever gibi, ilgilenir gibi, umurumuzdaymış gibi sanki o olmazsa nefes alamayacakmış gibi, sevişir gibi, mutluymuşuz gibi...

&&&

“Kal” demek külfetlidir... Yürek ister!
Herkes beceremez...
Yerinde; ben buradayım, arkandayım manası taşır, sorumluluk, sahiplenmek gerektirir...
Gitmek mi zor, kalmak mı geyiğine getirirsek işi... Gidene “kal” demek, imkân dâhilinde imkânsızdır...
Adamına, kadınına göre değişir tabii!  

&&&

Giden bazen “kal” densin diye gidebilir...
Gurur yaparsan; bilemezsin!
Ve unutma; diyemeyenler, diyenlere kaybetmeye mahkûmdur!  



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Uludağ Doğal Madensuyu'nun 100 Yıllık Hikayesi

Eşeklerin gözleri güzeldir!

Birini tanıdım...