Kuzu kuzu



Şaşırdım kaldım...
Daha geçen sene yazlık olan iki binayı pansiyon haline getirmişler... Kendi gözümle görmeyip, biri anlatsa “ şaka yapıyorsun” diyeceğim...
Ne çabuk değişiyor her şey...
Ferman amca yazlığın kapısına “ bu yazlık satılık” yazmış... Kapıdan seslendim ama duyuramadım...
Acı biber isteyecektim!
Rahmetli Zeki ağbi ile tam şu an bulunduğum yerden olta atardık, şimdi şemsiyeler, şezlonglar, yağlanıp güneşlenenler var...
Belli oldu;  zamanla buralara bedava sokmayacaklar bizi...

&&&

Arabayı sahile çektim, balık yakalamak için denizden kurt çıkartacağım...
Eleği, küreği çıkarttım... Esmer uzun boylu bir arkadaş yaklaştı yanıma...
Selam bile vermeden; “ Beş lira” istedi...
“ Çok kalmayacağım, kurt çıkartıp gideceğim” diyecek oldum...
“ Beş lira kardeşim!”
Çocuğun ses tonunu ve tavırlarını beğenmedim lakin muhatap olmak da istemedim, hır çıkmasın diye kuzu kuzu verdim parayı...
Sadece ben değil ki, her gelen kuzu kuzu veriyor beş lirayı!
Alışmış insanlar...(!)
Hem alışmayıp da ne yapacaklar?
Makbuz istedim... Kibrit kutusunun yarısı kadar bir kâğıdı koçandan yırttı verdi, sağ olsun!
İçime su serpti...

&&&

Dün gece oltaları atmış derya kuzularını beklerken, aklıma geldi; yarın öbür gün biri başımıza dikilip yakaladığımız balıklar için para isterse ne yaparız?
Ne yapacağız...
İlk önce mırın kırın edip, zamanla ona da alışacağız! 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Uludağ Doğal Madensuyu'nun 100 Yıllık Hikayesi

Eşeklerin gözleri güzeldir!

Birini tanıdım...